Fethiye’nin gözlerden uzak patikalarında huzurlu bir yürüyüşe çıkan genç adam, doğanın sesiyle baş başa kalmak isterken karşısına çıkan bir kadınla tüm planlarını unuttu. Küçük bir sırt çantasının üzerinde oturmuş, gözleriyle gökyüzünü tarayan bu kadın, ilk bakışta bir turist gibi görünse de, taşıdığı zarafet ve kendinden emin duruşla çok daha fazlasını hissettiriyordu. Sessizce selamlaştılar. Ardından gelen cümle ise her şeyi başlattı: “Ben Zere, Fethiye Kırgız Escort.”
Zere’nin sesi kadar doğal, tavırları kadar dürüst bir konuşması vardı. Kendini tanıtırken ne utanıyor ne de gizliyordu. Onun için bu sadece bir meslek değil, bir iletişim biçimiydi. Doğayı sevdiğini, zaman zaman yalnız yürüyüşlere çıktığını anlattı. Adam şaşkındı ama etkilenmişti. Bu kadar sade, bu kadar içten bir kadını daha önce tanımamıştı.
Yürümeye birlikte devam ettiler. Ağaçların arasından süzülen ışık, Zere’nin yüzüne vurdukça daha da güzelleşiyordu. Sohbetleri derinleştiğinde, Zere’nin sadece bir Fethiye Kırgız Escort değil, aynı zamanda hayatı sorgulayan, kendini tanımış ve sınırlarını bilen biri olduğu ortaya çıktı.
Bir kayanın üzerine oturduklarında sessizlik konuştu. O anki yakınlık, kelimelerden daha fazlasını taşıyordu. Ne zorlandı ne yönlendirildi. Her şey doğal aktı. Temas, samimiyet ve arzu, doğayla uyumlu şekilde ilerledi. Zere’nin bedeni kadar, zihni de cezbediciydi.
Zere ile doğada kaybolmak, sadece yolu değil, kendini de yeniden keşfetmektir. Onunla geçirilen bir an, tüm ezberleri bozar.
